8 Mart 2016 Salı

10 SANİYE KURALI

Hayatımızdaki milyonlarca güzel anın hepsini gözümüzün önüne getirmek istesek bile bunun imkansıza yakın (imkansız diye bir şeye çok inanmam) olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu milyonlarcasının içinden daha bir özel bize yaşadığımızı hissettirenler vardır. Kendimden örnek vermem gerekirse kendimle kaldığım anlarda size bahsedeceğim 10 saniye kuralını uygulayarak o anı beynimde sağlamlaştırıyorum. Şimdi gelelim 10 saniyeye... Bu arada siz bunu 15 saniyede yapabilirsiniz sonuçta beynimizin bile farklı olduğu bir zamanda sizi sayılarla sınırlayamam. Kural aslında çok basit. Her şeyi tamamen loblarımıza bırakıyoruz. Kendinizi çok özel hissettiğiniz anda tek tek duyularınızı hissedin. 10 saniyede! Önce etrafa iyice doya doya bakın ( Oksipital lob) ki sizin önemsemediğiniz şeyler beyinde bilinçaltının tam ortasına oturabiliyor. Sonra kulaklarınızı iyice hissedin ve iyice duyun ( Temporal lob) etrafınızı. Eğer tadına (Partiel lob ) bakabileceğiniz bir şey varsa elinizde şimdi de sıra onda. Beynimizi çok fonksiyonlu hale getiriyoruz ki kalıcı hatıralarımız olsun. Geriye 4 saniyemiz kaldı.(Benim hesabıma göre) Çevrenizde dokunabileceğiniz bir şey varsa iyice hissedin onu. Tüm yoğunluğunuzu ona verin. Bütün impulslarınızı bunun için çalıştırın ki en kalıcısı olsun. Ve gelelim en önemlisi... KOKU! ( Temporal lob ) Duyular arasında en önem verdiğim diyebilirim. O anın kokusunu en içten şekilde çekin içinize bir kere de değil doya doya, sindire sindire... Burnumuzu tam yüzümüzün ortasında olmasının önemi de buradan geliyor ya! Beynin eleme-ayıklama merkezi olan talamusa takılmadan direk olarak beynimize gelebilen tek duyumuz;koku. O yüzden unutmamak için koklayın. Çok garip gibi geliyor ama kokuyla beraber şuanda beyniniz aktif bir şekilde çalışıyor. Belki de nöronlar arası yeni bir bağ oluşmuştur ve bu size belkide çok önemli bir bilgi için yer açmıştır. Bu tavsiyemi uygulayın ve UYUYAN DEVİ UYANDIRIN ! Çünkü onu sadece başınızın üstünde taşımak
oldukça zor olurdu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder